5 Aralık 2015 Cumartesi

Portakal Şuruplu Pankek(Poh'un Tatlısı)


Merhaba herkes,nasılsınız iyicesinizdir inşallah.Bu gün sevimsizliğim son derece üzerimde,bu sevimli Pandacık birazcık olsun iticiliğimin etkisini azaltırsa diye umdum.^^'
Son zamanlarda içimi fazlasıyla açan bir programa takıldım.Hem çok keyifli,hem çok lezzetli bir program.Nat Geo People da takılmaktan zevk aldığım bu programın adı Poh&Co.Yemek programı olmakla kalmıyor,sıcacık evinde ki tatlı maceralarını da paylaşıyor.Nedendir bilemediğim bir şekilde beni aşırı mutlu ediyor.Vakit bulursanız sizde bir takılın.Yine kendilerinin yaptığı çok güzel bir tarifi huzurlarınıza sunmaktan büyük keyif duyuyorum.


*Şurup İçin*
250 ml portakal suyu
175 gr tozşeker
1 parça vanilya çubuğu
1 tane kabuk tarçın
2 tane yıldız anason
1 portakal kabuğu rendesi

Portakal suyunu,şekeri münasip gördüğümüz bir kaba alıyoruz.Daha sonra tarçın,anason ve vanilya çubuğunu ekleyip kıvam alıncaya dek kaynatıyoruz,kapatmaya yakın portakal kabuklarını ilave edip bir müddet daha kaynatıp,altını kapatıp ılımaya bırakıyoruz.


*Pankek Hamuru İçin*
2 yumurta
1 su bardağı süt
2 su bardağı un
1 çay bardağı tereyağ
1 paket kabartma tozu
Bir tutam tuz
1 paket vanilya 

İlk önce kuru malzemelerimizi bir kaba alıyoruz.Ardından yumurtalarımızı kırıp,sütü ilave edip karıştırıyoruz.Malzemeler birbirleriyle el ele,kol kola,diz dize verince pankeklerimizi yapmak için uygun gördüğümüz tavanın dibinde tereyağını azcık gezdirip hamurlarımızı dökmeye başlıyoruz.
Pankeklerimizi servis edeceğimiz tabağa alıp dilediğimiz bollukta çırpılmış krema ve portakal şurubu eşliğinde afiyetle yiyoruz.
Photobucket

4 Aralık 2015 Cuma

Sanki Çin Makarnası



          Böyle zamansız,apansız,gece gündüz çılgınlar gibi yesek yesek de yalnızca şifa olsa,yağdır,jölemsi kıvamlardır,bi yayılmalar,genişlemeler,mayalı hamur gibi olmalar olmasa.Yemeklerden önce mutlaka bu duayı ihmal etmeden ihlasla ediyorum,sonra besmele çekiyorum.Ne şikemperver bir nefse sahibim Allahımmm...
              Sizlere çok sevdiğim,en sevdiğim,daha daha çok sevmek istediğim bi makarnadan bahsetmek istiyorum.Aslında makarnadan daha önceleri hoşlaştığımı söyleyemem.Ama sonra farkediyorsunuz ki yapım şekli değiştikçe tercihlerde değişebiliyormuş,artık sevmemeyi tercih etmiyorum.Hatta biraz sevmeye başladım,sonra çok sevmeye başladım ve vesaire.Haydi o zaman bol baharatlı,bol sebzeli,bol acılı,yoğun mu yoğun,lezzetli mi lezzetli makarnamızı yapalım mı...

   
Sos İçin Gerekenler
1 adet büyük boy havuç
1 adet kırmızı biber
1 adet küçük boy turp
1 adet pırasa
1 adet yeşil biber
Bir,iki tane kereviz yaprağı
Bir miktar lahana
Bir parça tavuk göğsü
2 yemek kaşığı biber salçası
2 yemek kaşığı domates salçası
1 parça taze zencefil
3-4 diş sarımsak
Soya sosu
Susam yağı
Bir yemek kaşığı bal
Yer fıstığı,kavrulmuş susam
Tuz,pul biber,köri,kişniş,isot,yeni bahar


Sebzelerin hepsini uzun uzun doğruyoruz,tavuğu da aynı şekilde.Uzun olması önemli.Derince bir tavayı alıyoruz bu işi için hatta wok tava en iyisi.Susam yağını ilave ediyoruz,susam yağı olması şart değil ama olsa çok güzel olur tabiyki.Tavuktan başlıyoruz pişirme işlemine,sonra sarımsakları ve zencefili ezip ince ince kıyıyoruz ve tavaya alıyoruz,sonra havuç ve turpları,sonra diğer tüm malzemeleri ve kereviz yapraklarını da ince doğrayarak pişiriyoruz.Sebzeler neye uğradıklarını şaşırıp,gerginliklerinden kurtulup gevşediklerinde kenarlara doğru itip ortada bir boşluk açıyoruz salçayı ilave edip açmak için su ekleyerek pişiriyoruz.Daha sonra ötekileştirdiğimiz sebzeleri de salçayla hemhal edip sevgiyle kucaklıyoruz.Ardından soya sosunu,balı ve baharatları ekliyoruz.Soya sosu da epey tuzlu olduğundan tuzu tadarak ilave ederseniz iyi olur.Kapatmaya yakın yer fıstıklarını ve susamı ekliyoruz.
Makarnayı kaynamakta olan suyla buluşturuyoruz.Makarna olarak altta görmüş olduğunuz noodle dan  kullandım.Yine devamlı kontrol ederek çok pişirmeyin.Hemen yumuşayıp erimeye meyilli oluyor.Sonra makarnamızı kaynamakta olan tencereden sosumuzun bulunduğu tencereye hafif hafif süzerek geçiriyoruz.Normal süzgece almanıza gerek yok.Azıcık sulu kalması daha iyi olur.Sosla daha kolay karıştırabiliriz.Ama çok sulu değil,ama çok iliklerine kadar kurumuş da olmasın,anladınız bence^^'
Güzel bir salata eşliğinde hatta meyve katkılı fepferah bir salata eşliğinde afiyetler olsun.Photobucket





                                         

28 Kasım 2015 Cumartesi

Milföylü Fikirler(Poh'nun Tatlısı)

Gözlerimi zar zor açık tutmaya çalışıyorum,hatta ne yazdığımı okuyamayacak durumdayım.Gece gece derdin neydi diyebilirsiniz tabi ki ama aslında uykum yok gibiydi,yazmaya başlayınca var olmaya başladı.Var olmaya başlamış olsa da başlamışken yarım bırakmak istemedim.Gece de olsa,göz kapaklarımın üzerine sanki güvercinler tünemiş gibi de olsa bu tatlı şeyi hemen paylaşmak istiyorum.


Malzeme Listemiz
Yarım paket milföy hamuru
3 su bardağı süt
3 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı nişasta
(nişasta ve un bir su bardağını dolduracak)
1 su bardağından 1 parmak az tozşeker
1 tane yumurta
1 paket vanilya
1 limonun rendesi
100 gram tereyağ
100 ml krema
3 yemek kaşığı pudra şekeri


Milföy hamurlarımızı kare halden dikdörtgen hale getiriyoruz öncelikle.Kareleri ikiye bölüp,önceden ısıtılmış gayet yüksek dereceli fırınımıza atıyoruz.Güzelce kızarana kadar pişirip alıyoruz.
Tencereye sütümüzü,un ve nişastayı,şekeri,yumurtayı ve vanilyayı koyup karıştırıyoruz.Güzelce karıştıktan sonra altını açıp kaynayana dek karıştırmaya devam ediyoruz.Kremamız piştikten sonra soğuması için buzdolabına koyuyoruz.Kremanın iyice soğuması lazım o yüzden onu buzdolabında unutalım.Oda sıcaklığında yumuşacık olan tereyağımız ile pudra şekerini mikser yardımıyla güzelce çırpıyoruz,ardından 100 ml kremayı ekleyip çırpmaya devam ediyoruz.Bir limonun cildini hassasiyetle rendeliyoruz.Buzdolabında soğumuş olan kremamızı da ekleyip çırptıkça çırpıyoruz.Pütürleri açılıp pürüzsüz bir hal alana kadar çırpıyoruz,başı dönüp midesi bulanana kadar çırpmaya devam ediyoruz.Sonrasında krema sıkacağından yardım alarak milföy hamurlarımızın üstüne sıkıyoruz.Daha sonra dilediğimiz meyve veya ne olursa süsleyip yemek için hazır bir hale getiriyoruz.Son derece aç insanlardan buzdolabına kaçıp saklanan bir kaç tanesi ertesi günde çıtırlığını hala koruyordu.Ama yapıldığının ikinci günü tamamen tükenmişti,üçüncü günü asla göremedi...

Hem çok pratik,hem de çıtır çıtır rüya gibi bir lezzet mutlaka deneyin.

Afiyet Olsun^_^

26 Kasım 2015 Perşembe

Kimbap

                                                            Merhabalar
    Nice vakittir aklımızda evirip çevirip sonunda yapmış olma mutluluğuna eriştiğimiz harika bir lezzet patlamasını acilen sizlere sunmak istiyorum.Kore mutfağından alıp kendi mutfağımızda bir kaç değişiklik yaptığımız bu kolaycacık ama lezzet dolu taam şu an da sizlerle..

İhtiyaç Listesi
Pazı yaprağı
1 su bardağı pirinç
1 kuru soğan
Tavuk göğsü
Havuç
Salatalık turşusu
Soya sosu,sarımsak,baharat,susam
2 yumurta


1-Bir gece suda beklettiğimiz pirinci 2.5 su bardağı su ve birazcık tuz ilave ederek haşlıyoruz.

2-Ocağımızda tıngırdamakta olan tencereye azcık tuz ilave ediyoruz.Pazı yapraklarının saplarından tutarak suyun içine daldırıyoruz.Oldukça kısa bir süre 1 dakika civarında suyun içinde tutup hemen soğuk suya alıyoruz.

3-Havuçları,turşuları,tavukları uzun uzun  doğruyoruz.

Bu kısımda zevkinize uygun olacak şekilde yol izleyebilirsiniz,ben şöyle önerilerde bulunacağım.

Tavamıza sıvıyağımızı ekleyelim.Tavuğumuza da bir miktar sarımsak ve taze zencefil rendesi,soya sosu,toz şeker,pul biber,tuz ilave edip içine geçmesi için azıcık okşayalım.Kurutmamaya dikkat ederek pembeden beyaza geçip suyunun içinde kalmasına özen göstererek pişirelim,Zarifçe doğradığımız havuçları da yağda şöyle bir çevirdikten sonra alalım.Yarım ay şeklinde orta kalınlıkta kestiğimiz soğanları da birazcık karemelize olana dek pişirelim.Omletimizide pişirip şerit şeklinde doğrayalım.Ardından tavamıza biraz daha yağ ekleyip susamlarımızı altın sarısına dönene kadar kavurup altını kapatalım,haşlanmış pirinci de koyup şöyle bir karıştıralım.

Haşladığımız pazı yapraklarının saplarını ve damarlarını kestikten sonra streç filmin üzerine yan yana dizip kenarlarını keserek eşitleyelim.Resimde gördüğünüz gibi tek kenarında biraz boşluk bırakarak pirinci güzelce yayalım.Arzu ederseniz üzerine acı biber sosu sürelim çünkü çok harika oluyor.Ardından sırayla tavukları,havuçları,soğanları ve turşuyu yan yana dizelim,üzerlerini omlet dilimlerimizi de koyup,streç yardımıyla güzelce ve sıkı bir şekilde sarmaya çalışalım.Şimdi edindiğimiz ruloyu güzelce dilimleyelim.

Sonunda çok aşamalardan geçen kimbapımızın keyfini çıkarabiliriz.

Not:Yoğurt,mayonez ve baharatlarla kendinden geçmiş bir sosa batırarak keyfini artırabilirsiniz.^_^

PhotobucketAfiyet Olsun

30 Ekim 2015 Cuma

Râmen

     milkysmile Gecenin geç vakitlerinde ilk önce gözlerimiz,sonra sırayla aklımız,nefsimiz ve midemiz,tüm kalbimizle kapıldığımız bu büyünün etkisinden uzun süre kurtulamayacak gibiydik.Yıllarca kurulan bir hayali,dokunamadan,koklayamadan uzaktan uzağa seyir etmek,evet gerçekten dramatik.Ama bu mutsuz bir hikaye değil lütfen sümüklerinize hakim olun.
      Anthony bourdain ile ''No reservations'' a takılıp kaldık o geç saatlerde.Tatlı bir Japonya turu yapmaktaydı.Râmen yerken var gücüyle höpürdetmeye,şapırdatmaya,ağzımızı sulandırmaya çalışmaktaydı.Ona sinir olmayı bir kenara bırakıp özenle izledik.Râmen yapımı hakkında elimizden geldiğince yardım almağa çalıştık,yalnızca hamuru açıp,kesmeyi öğrenmek için 3 yılını veren Tatsuru  Rai ustayı;sakinliğini,dinginliğini bir samuray edasında hamuru kesişini izledik ve sonunda ertesi gün oldu.
       Annecim erkenden güzelce hamurumuzu yoğurdu,uzun bir süre;dinlenmeye,düşünmeye,aklını başına toplaması için kendi haline bırakmaya karar verdi.Yemek saati gelip çattığında namazları kılıp mutfağa koşar adımlarla ilerledik.Ama ne koşmak içimizdeki merak,heyecan,neşe midemizi bulandırıyordu resmen.Daha önceden hazırladığımız etli ve sebzeli suyumuz ocağın üzerinde hafif hafif tıkırdıyordu.Yanına yeni bir su koyduk ritmine eşlik etmesi için.Hamurumuzu açtık,herşey tam anlamıyla aynı değildi,olan imkanlarımızla,fazlaca da  yorumumuzu katarak benzerini uygulamaya çalıştık.Açtık,kestik,kalın olanları yavaşça çekerek incelttik,birbirleriyle sarmaş dolaş olmuş hamurları ayırdık.Dünyanın en tatlı insanıyla,en iyi dostumla,bir adetçik,bir tanecik anacımlan bir orkestrayı yönetiyor gibiydik...

Pofuduk için;
Her hamur bezesi için 1 adet yumurta
Un,su,tuz ile sert bir hamur elde etmeye çalıştık.

Tıkırtı için;
Kemikli et
Pırasa
Havuç
Kereviz yaprağı
Lahana
Kırmızı ve yeşil biber
Kakule,yıldız anason,kök zerdeçal,kişniş tohumu,tane karabiber,tuz
(Yine keyfinize kalmış olan baharatlandırma işleminde arzu ettiklerinizi ihmal edip,ya da çoğunluğunu yok sayabilirsiniz.Ama baharatlarla ilgili bir probleminiz ve seçiciliğiniz yoksa hepsini koymanızı tavsiye ederim.Bir adet anason,bir adet zerdeçal,bir kaç kakule,bir kaç da diğerlerinden.Düdüklü tencerede malzemelerin üstüne 2 parmak geçecek kadar su ekleyip, güzelce haşlıyoruz.Malzemeleri elekten geçirip suyunu aldıktan sonra,aşağıdaki malzemeleri de ekleyip hemhal oluncaya dek kaynatıyoruz.)
Kırmızı biber,isot,köri,nar ekşisi

Makyajı için;
Haşlanmış yumurta
Haşlanmış ıspanak
Et
Kırmızı biber
Pırasa
milkysmileNasıl Yapmalı?
            Hamur tamamen bildiğiniz usulde yoğurulup,dinlendirilip,aşırı ince olmamak kaydıyla açılıp,güzelce unlanacak,unlamaktan korkmayın.Resimde görmüş olduğunuz üzere gözleme katlar gibi her katı unlayarak katlayacağız.Sol kenarından da katlayıp 3 kez katlama işlemi yaptıktan sonra,artık kesme işlemine geçebiliriz.
        Niçin satır kullandık,hamur kalın olduğu çün ve böyle bir hamuru kesme becerisine sahip bıçağımız olmadığı çün ve aslına da daha yakın olduğu çün kesme işlemini satırla yaptık.Eşit olabilmeleri için de cetvel yardımı aldık.
     Bu hoş kesme işleminden sonra bir sürü tatlış,kıvır vıcık,solucanımsı sevimlilikte hamurcuklarımız oldu.Sanki solucancıkları ısırmak ister gibi tencereden zıplamaya çalışan fokurtuların eline teslim ettik hamurları.Üzerine ekleyeceğimiz su gayet tuzlu olduğundan,hamurları pişirmiş olduğumuz suya tekrar tuz atmasanız da olur.
Hamurları 2,3 dakika kadar haşlayıp yiyeceğimiz kaseye çıkardıktan sonra üzerine hemen dilediğimiz miktarda sebze suyunu ilave ettik.
Ve kavuşma anı,tekrar tekrar yaşansa belki de asla usanç vermeyecek olan o kavuşma anı eşsizdi.Karın,dizlerinize kadar yağdığı bir kasaba hayal edin.Güneşin,karı anneciği gibi okşadığını hayal edin.Ağaç kokan evinizde,kaseniz den çıkan enfes kokuyu o meşhur Japon kaplıcalarından püsküren buhara benzetin.İçiniz üşümüştü,hatta az önce girmiştiniz eve.Kaşığı daldırıp suyundan içtiniz,boğazınızdan başlayarak tüm vücudunuz gıdıklandı.İkinci bir tadım için elleriniz titremeye başladı,gözleriniz kapalıydı.Bu defa daha büyük bir lokma aldınız,höpürtüler kulağınızı tırmalamayı bıraktı çünkü bambaşka bir halete büründünüz.Tüm soğuklarınız ısındı,sıcacıksınız,yemeğe ara verebilecek güce kavuşsanız,üzerinizdeki katlardan kurtulacaksınız ama na mümkün yedikçe ısınmaya,ısındıkça yemeye devam ediyorsunuz.
Ne denir ki başka bu rüyayı her gün görmek isteyeceksiniz daha sonra.
             Bol miktarda abarttığım için kusuruma bakmayın,tamamen izlediklerimin etkisinde kalarak hissettiklerimi hissedin istedim.Son olarak da üzeri için istediğiniz malzemeleri kullanabilirsiniz.Haşlanmış mısır,kavrulmuş susam,pırasa yerine yeşil soğan,tabi ki daha güzel haşlanmış bir yumurta,hayal gücünüze ve zevkinize kalmış.Bu güzel günü paylaştığım için çoooook mutluyum.
        O halde Afiyetler olsun,şifa olsun,itadakimasss.milkysmile


16 Ekim 2015 Cuma

Şifalı Kurabiye

       

         Cumamız hayrolsun çok değerli yemek sever dostlarım :).Nice vakittir paylaşmak istediğim tarifi sonunda,şu anda yazıyor bulunmaktayım.Ansızın kapımızı çalan soğukların tatlı tatlı başını okşayan ılık esintiler ve parıltılar sayesinde son bir kaç gündür hava harika ve iç açıcı.Böyle zamanlarda daha bi çok bişeyler yapasım geliyor.O günlerden biri olan bu günde de bu güzel kurabiyelerin keyfini çıkarın istedim.Özellikle tatlı tuzlu bir arada seviyorsanız,bulgur pilavını pekmezle yemek olsun,makarnayı karpuzla,peyniri elmayla,tuzlu salataları tatlı meyvelerle doldurmak gibi eşsiz zevklere sahipseniz daha bi çok seveceğinize inanıyorum,öyle olmasa bile her halükârda bence çok seveceksiniz,şimdiden ellerinize sağlık.
 

İhtiyaç Listemiz^_^

140 gram tereyağ
Yarım çay bardağı toz şeker
Yarım çay bardağı çörek otu
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı pul biber
1 su bardağından 2 parmak az sıvıyağ
1 paket kabartma tozu
1 yumurta(beyazı içine sarısı dışına)
Aldığı kadar un

Hazırlama Faslı ^_^

Oda sıcaklığında mayışmış olan tereyağımızı bir kabın içine alıyoruz,ardından sıvıyağ,yumurtanın beyazını şöyle bir karıştırıp,şeker,tuz,kabartma tozu,çörek otunu ilave ediyoruz.Unu yavaş yavaş yedire yedire ekliyoruz.Kulak memesi kıvamında,kolayca birleşen,yumuş bir hamur elde ediyoruz inşaallah.İstediğiniz büyüklükte yuvarlaklar yapıp üzerlerine yumurta sarısı sürerek fırına atıyoruz.160 derece turbo fırında pembeleşinceye kadar pişiriyoruz.Fırın derecesi konusunda her daim endişelerim olduğu için sizde dilerseniz gözünüzü üzerinden ayırmayın.
Afiyet Olsun

15 Ekim 2015 Perşembe

Zencefilli Sodacık

          Soğuğun belini hafifçe ve kibarca kıran tatlı güneşçikler pencereden doğru eve hücum ederken,hemen bu güzel günü neşelendirecek bişeyler hazırlama arzusu uyandı içimde.Hem çokça basit,hem çokça lezzetli ve sağlıklı bir tarif işte geliyor.



Dilediğimiz kadar zencefili rendenin yıldız tarafıyla güzelce rendeliyoruz.
Rendelediğimiz zencefili göz kararı sıktığımız limon suyu ile ve az miktar şekerle karıştırıp tülbentten geçiriyoruz.
Konsantre halde bulunan sıvımızdan istediğimiz miktarda koyup üzerine soda ekliyoruz.
Nar tanelerini içine atıp yüzeye çıkışlarını hayretle seyrediyoruz.İçeceğimiz hazır,cırgırlar sizin hayal gücünüze kalmış.Ellerinize sağlık.



                                                                   AFİYET OLSUN

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Nostaljik Tatmaklar

Merhabalar pamuk şeker tadında arkadaşcıklarım.Sizlere son zamanlardaki harika keşfimizden bahsetmek istiyorum.Yine anneciğimle evde kalan sınırlı sayıdaki malzemelerimizle şey yapdığımız bişey.Yani elbette ki daha önceden yapılmış olabilir,bizim için yeniydi,hem de çok tatlı bi yenilik.Görücüye de çıkardık üstelik,kiiii çok beğenildi.Şimdi sizlere de bu tatlı atıştırmalığı izninizle sunmak istiyorum.

Malzemecikler^_^

Bir adet kağıt helva
Bir miktar vanilyalı dondurma
Bir miktar karamel

                                                               Son Dokunuşlar^_^

Bir adet kağıt helvamızı alıyoruz.
Güzelce ve kibarca dörde bölüyoruz.
Evde hazırlamış olduğumuz karamel sosundan üzerine güzelce sürüyoruz.
Ardından dilediğimiz kadar dondurma ilave ediyoruz.Hatta istersek bol miktarda meyve dilimleri.
Bu güzel çıtırcıkları üst üste kapatıp afiyetle yiyoruz.
Eğer ki fazla tatlılık sizi rahatsız etmeyecekse,kenarlarını çikolataya batırıp biraz daha çıtırlık ve yoğunluk katabilirsniz.
Çok basit ama tam bir lezzet patlaması.Mutlaka deneyin.Umarım memnun kalırsınız.
 Afiyet Olsun :)

20 Ağustos 2015 Perşembe

Beni Yukarı Çek

milkysmile Uzun bir ayrılığın ardından tekrar yazabildiğim için çok ama çok heyecanlıyım.Bu güzel sıcak yaz günlerinde yakalandığım bol sulu hastalıkların verdirdiği ara nedeniyle üzgün,ama kavuşmuş olmanın verdiği mutluluk,sonra tatlı tatlı şeylerden bahsedecek olmam falan.Bunların hepsi çok güzel değil mi.Bu gün sizlerle favori tatlılarımdan birini paylaşmak istiyorum.Umarım dener ve beğenirsiniz...O halde haydi  zırhlarımızı giyinip,kılıçlarımızı kuşanalım:

Tiramisu İçin Gereken Malzemeler

4 adet büyük boy yumurta
6 yemek kaşığı tepeleme pudra şekeri
1 tutam tuz
250 gram mascarpone ya da labne peyniri
1 paket vanilya(vanilya çubuğu veya vanilya özütünüz yoksa Dr.Oetker'in  gerçek vanilya parçalı vanilyasını kullanabilirsiniz)
1 paket krema
1 paket kedi dili(kedi dillerini kendiniz yapmıyorsanız ya da pastaneden almıyorsanız The Tasty Magıc Bake marka kedi dilini kullanabilirsiniz)
1 su bardağı sıcak su
1-2 yemek kaşığı çekilmiş kahve çekirdeği

Ne Yapsak,Ne Etsek?

İlk öncelikle efendim labne peynirini bir tülbentin içine alıp suyundan iyice arınması için bekletiyoruz.Daha sonra yumurtalarımızın beyazlarını sarılarından ayırıyoruz.

Beyazları ayırmış olduğumuz kaba 3 yemek kaşığı pudra şekerini ve bir tutam tuzu ekleyip bulut gibi olana dek çırpıyoruz.Yumurta sarılarına da 3 yemek kaşığı pudra şekerini ilave edip krema kıvamına gelene dek çırpmaya devam ediyoruz.

Damarlarına kadar kuruduğundan emin olduğumuz peyniri ve 1 paket kremayı ayrıca bir kabın içinde karıştırıp,yavaş yavaş yumurta sarılarının içine alıyoruz,1 paket vanilyayı da ilave ediyoruz,daha sonra söndürmemeye özen göstererek çok nazik ve hafif dokunuşlarla yumurta beyazı bulutumuzu da yumurta sarılarının bulunduğu kaba alıyoruz.Bu işlemleri yaparken mutlaka tahta veya plastik kaşık kullanın lütfen.
Kedi dillerini kahveye batırıp kısacık bir süre bekletip çıkarıyoruz.Ben filtre kahve kullandım nescafe de kullanabilirsiniz.Aralarında boşluk bırakmayacak şekilde yapmak istediğimiz kaba diziyoruz.Üzerine kremayı ilave edip işlemi tekrarlıyoruz.Kremayı söndürmesinden korktuğum için genelde iki kat yapıyorum,siz üç kat da yapabilirsiniz.Aslında bardağa veya kupa yapmak daha iyi bir fikir.İpeksi yumuşaklığından dolayı hem kesmesi zor oluyor,hemde kaşıkla yemek daha keyifli oluyor.Görev inşallah başarıyla tamamlanmıştır.Çoğu tatlılar da olduğu gibi bunu da mutlaka bir gece önceden yapıp,kendine çeki düzen vermesine izin verin.Üzeri için dökecek olduğumuz kakao tozunu da mutlaka servis öncesi dökün .Evet işte bu kadar,çok azıcık özenle elde edilen bu kolay ve enfes tatlıyı şimdi yalnızca yemek kaldı.

          Çok çalıştınız ve bunu hak ettiniz,ellerinize sağlık.milkysmile





5 Haziran 2015 Cuma

Ergo Proxy

Bana sevgili olan uykudur, 
Bir taştan daha fazlası olan: 
Acı ve utanç ile doluyken içim;
Ne büyük şans kapanması Kulaklarımın ve gözlerimin... 
BU YÜZDEN FISILTIYLA KONUŞUN, HUZURUMU BOZMAYIN BENİM...

    İzninizle bu gün yeni bir konuya şöyle bir değinmek istiyorum.
Çok sevgili okuyucularıma keyifli bir anime önerisinde bulunmak istiyorum.Efendim bu anime ne hakkında tam olarak açıklayabileceğimi sanmıyorum.Ama gerçekten izlerken çok,çok keyif almışlığım var.Benim gibi bilim kurgu sevmiyor olsanız da bunu sevebilirsiniz,eminim ki denemekte fayda var.Korku,gizem,gerilim,karmaşık bir dünya.Hikaye felaketten sonra kurulan yeni dünyada insanlara eşlik eden 'otorov' adlı robotlara bulaşıp,onları saldırgan ve çemkirmeye meyilli hale getiren 'cogito' adlı virüsten,ve olayları kontrol altına almağa çalışan bir gruptan bahsediyor.2006 yapımı olup,23 bölümden oluşuyor.

    Bu animenin hatırıma getirdiği,benim için anafikir;

(Hâlbuki bu koca memlekette iki parmak karışsa, karıştırır. Çünkü bir köyde iki muhtar bir nahiyede iki müdür, bir şehirde iki vali, bir memlekette iki padişah bulunsa; karıştırır. Nerede kaldı, hadsiz mutlak hâkim beraber bulunsun!)

    Özellikle naif,yumuşacık,baygın ve yorgun bakışlı,gözlerinden yaşanmışlık akan ana karakterin (Vincent) ingilizce seslendirmesi harika,ama gerçekten harika,inanın ki harika.O ses için bile izleyebilirsiniz.

Ehem,öhöm...
Olaylar olaylar karmaşık,karamsar olaylar.Kapalı,gipgri havalar.Ve her zamanki gibi müzikler eşsiz.O karamsarlığın,boğuculuğun,kafa yorucu,ukûl-ü bulandırıcı felsefenin içine serpiştirilmiş pırıltılar.İlginç bir ışık yakacak içinize,ümitvar olacaksınız yeniden ve Vincent'ı çok seveceksiniz.
    Mühimsenecek diğer bir karakter (Re-l Mayer).Güçlü kadın karakterleri seviyorum.Özellikle şınav çektiği bölüme bayılmıştım(azcık spoiler veriyorum affedin).Hastalığa tutulmuş robotçukların kimi zaman insan öldürme gibi gayet çirkin hoş olmayan hareketlerinin peşinden gidip,araştırmalar yapıyor.Çanta ve silah taşıyıp tedbiri elden bırakmıyor ama can yoldaşı(Iggy)nin ne kadar büyük bir tehdit olabileceğinin belki de farkına varmıyor.Belki de sevgi yine galip geliyor,bilemeyiz.

     Felsefi yönü ağır basmasına rağmen çok iç bulandırmayan bu yapımı şiddetle izlemenizi tavsiye ederim.Güzel duygularla birlikte eğer ki kafanızı karıştaracak güce sahip olduğunu hisseder gibi olursanız bırakın.Şüphelere girmeye lüzum yok.Ama ki keyfimi alırım,derin düşünmem diyorsanız haydi durmayın...

                                                                                                             Keyifli Seyirlermilkysmile

4 Haziran 2015 Perşembe

Karpuz Yesek Yetmez mi?

       milkysmile Allah'ın selamı üzerinize olsun çok sevimli mi sevimli okuyucularım.Bu gün yine çıktığım ilginç bir maceradan bahsetmek istiyorum.Hazır dondurma yemekten hoşlanmıyorum,yani o mükemmel olanlara erişemediğim içinde uzun vakittir dondurmanın hasretiyle,leyla gibi dolanıyordum ki annemle dondurma yapalım dedik.Zatında zor bir işlem değilmiş,annem önceleri de yapardı ama epey ara vermiştik.Sarıp sarmalayıp,ulaşılmaz yerlerde sakladığımız vanilya çubuklarımızı işte bu özel karışım için çıkardık.Krema yerine süt kaymağı kullandık(daha önce kaymakla ganaj yapmıştım,kıvamı mükemmel olmuştu,o tarifimi de ilk fırsatta paylaşacağım inşaAllah).Süt,kaymak,bir yumurta sarısıyla karışımı ocakta kaynattık.Vanilya çubuğunun içini özenle yavaş yavaş,ağır ve estetik hamlelerle kazıyıp karışıma ekledim.Karışımı ılıdıktan sonra mutfak robotuna aldık,amaç ne mi?Hamur yoğurma aparatıyla,hafif buzlanma yoluna girdiği vakitlerde karıştırarak belki birazcık dövme dondurma tadı elde edebiliriz diye düşündük ki bence fena fikir değil halen daha.Öyle sabırsızdım ve dondurmanın donması öyle uzun sürdü ki,gerçekten bekleme sırasında tüm heyecanımı ve keyfimi yitirmiştim,uzun bekleyiş ertesi gün sona ermişti.Aslında gece herşey yolundaydı.Katılaşmıştı,ufak buz tanecikleriyle dolmuştu içi,lezzeti harikaydı.Ama tam anlamıyla yaşadığı donma olayından sonra,ağzıma aldım,şöyle bir evirdim çevirdim,yuttum,geride kalan elemler,teessüfler ve damağımda ufak yağ pıtırcıklarıydı,dilim kamaştı,midem kalktı,gözlerim buğulandı,sukûtu hayale uğradım.milkysmile

                              Bazen bu işlerle uğraşmaya son mu versem diyorum aslında....


         Yenmesi bu durumda imkan dışı görünüyordu.Bende yeni bir fikir akımı başlattım,dışarıda beklettim eridikten sonra ocağa alıp iki dolu yemek kaşığı nişastayı ekledim.Pastacı kremasına hemen hemen yakın bir uygulama oldu.Kaynadıktan sonra altını kapatıp,kuplara aldım ve aşina olduğu mekanına buzdolabına gönderdim.İstenilen sonuca ulaşamamış olsam da enfes bir tatlı yapmış oldum herşeye rağmen.Bu muhallebi,hem köpükümsü,hem yoğun kıvamıyla damağınızda kalan o yağ pıtırcıklarını unutturup,çok güzel hatıralar edinmenize vesile olacak.Eğer ki,(b) halini denemek isterseniz ki,çok isabetli bir karar olur,üzerini meyveli jöleyle renklendirebilirsiniz.Bu tarz hafif tatlıları seviyorsanız,çok sevgili arkadaşımın iftarda benim için yaptığı ama davetsiz misafirler sebebiyle burnumdan çıkana kadar yiyemediğim bu enfes tatlıyı huzurlarınıza sunmaktan mutluluk duyarım efendim.Böylelikle yine günü kurtardım çok şükür. Yeni yeni maceralarla görüşünceye dek esen kalın...milkysmile



  Muhallebi içeriği;

1200 gr süt(1 litre+ 1 su bardağı)
2 yemek kaşığı labne peyniri
1 su bardağı+2 yemek kaşığı toz şeker(ben 1 su bardağından 1 parmak az koyuyorum)
Yarım su bardağı un
1 yemek kaşığı mısır nişastası

  Cıngırlı bölüm içeriği;

750 gr karadut(eveet ben çok çeşitli meyveler denedim,portakal,vişne,çilek..en sevdiğimiz çilekli olan oldu ama portakallı da bir harikaydı)
1.5 çay bardağı toz şeker
1 tatlı kaşığı nişasta
Yarım su bardağı su
Yarım limonun suyu


  Sona Doğru;

Un,nişasta ve toz şekeri tencerede karıştırıp üzerine süt ve labneyi ilave edin,karıştırarak orta ateşte pişirin.Kaynadıktan sonra altını kısıp 1-2 dakika daha kaynatın.Ateşini kesip tereyağ ve vanilya ekleyin.Orta devirde 2-3 dakika kadar mikserle çırpıp,yarısını bir parmak geçirerek kuplara paylaştırın.Buzdolabına koyuverin.
Meyveleri geniş bir tencereye alın,üzerine toz şeker ve su ekleyin.Yüksek ateşte şeker eriyene kadar kaynatıp,orta ateşe getirin.Nişastayı ilave edin.Tadına bakarak limonunu ilave edin.Meyveleri tahrip etmemek için tencereyi sallayarak karıştırın.1 dakika kadar kaynatıp,altını kapatın.Cıngır sos ılıdıktan sonra muhallebiyle buluşturun.Soğuk bir şekilde afiyetle tüketin...milkysmile





3 Haziran 2015 Çarşamba

Peçete İşi

milkysmileCamlara vuran dolu tanelerinin,meleklerin yüksek ve renkli zikirlerinin eşlik ettiği bu güzel günden de hepiciğinize merhaba.Bu gün nelerle iştigal ettim,gayet de güzel şeylerle.Bir kaç gün önce keşfettim hemen uygulamaya geçtim.Sizlerinde hoşuna gideceğini düşünerekten...

               İhtiyaç Listesi;
Gayet sıradan beyaz peçete,her çiçek için 3 adet
Renkli keçeli kalem
İp,balon,bant,makas


 Peçeteleri dikdörtgen şeklinde üst üste koyuyoruz,kısa kenardan kedi merdivenindeki gibi katlamaya başlıyoruz.Bitirince ortasını iple bağlıyoruz.Uçlarını makas yardımıyla üçgen şekilde kesiyoruz.

Arzu ettiğiniz renge yalnızca üçgen kısımları boyuyoruz.
              Dilerseniz daha fazla boyayabilirsiniz.





  Peçetenin katlarını kibar ve yavaş hamlelerle açmaya başlıyoruz.Ben epey sökükler yaptım onun için dikkat ediniz.En oyalayıcı kısım burası,eğer büyük bir demet yapacaksanız bu kısımda yardım almaktan çekinmeyin.Bu arada unutmadan balon ne içindi.Dağ başında yaşadığımız için malzeme tedarik edemiyorum tabii ki.Onun çün çiçekleri balonu hafifçe şişirip etrafına yapıştırdım.
   Bu işlemi tahrip etmeyi seven çılgınların görmeyeceği bir yerde yapın mümkünse :)
  




Ve işte final...milkysmileAma çok tatlı değil mi?!



HOŞÇAKALINIZmilkysmile