5 Haziran 2015 Cuma

Ergo Proxy

Bana sevgili olan uykudur, 
Bir taştan daha fazlası olan: 
Acı ve utanç ile doluyken içim;
Ne büyük şans kapanması Kulaklarımın ve gözlerimin... 
BU YÜZDEN FISILTIYLA KONUŞUN, HUZURUMU BOZMAYIN BENİM...

    İzninizle bu gün yeni bir konuya şöyle bir değinmek istiyorum.
Çok sevgili okuyucularıma keyifli bir anime önerisinde bulunmak istiyorum.Efendim bu anime ne hakkında tam olarak açıklayabileceğimi sanmıyorum.Ama gerçekten izlerken çok,çok keyif almışlığım var.Benim gibi bilim kurgu sevmiyor olsanız da bunu sevebilirsiniz,eminim ki denemekte fayda var.Korku,gizem,gerilim,karmaşık bir dünya.Hikaye felaketten sonra kurulan yeni dünyada insanlara eşlik eden 'otorov' adlı robotlara bulaşıp,onları saldırgan ve çemkirmeye meyilli hale getiren 'cogito' adlı virüsten,ve olayları kontrol altına almağa çalışan bir gruptan bahsediyor.2006 yapımı olup,23 bölümden oluşuyor.

    Bu animenin hatırıma getirdiği,benim için anafikir;

(Hâlbuki bu koca memlekette iki parmak karışsa, karıştırır. Çünkü bir köyde iki muhtar bir nahiyede iki müdür, bir şehirde iki vali, bir memlekette iki padişah bulunsa; karıştırır. Nerede kaldı, hadsiz mutlak hâkim beraber bulunsun!)

    Özellikle naif,yumuşacık,baygın ve yorgun bakışlı,gözlerinden yaşanmışlık akan ana karakterin (Vincent) ingilizce seslendirmesi harika,ama gerçekten harika,inanın ki harika.O ses için bile izleyebilirsiniz.

Ehem,öhöm...
Olaylar olaylar karmaşık,karamsar olaylar.Kapalı,gipgri havalar.Ve her zamanki gibi müzikler eşsiz.O karamsarlığın,boğuculuğun,kafa yorucu,ukûl-ü bulandırıcı felsefenin içine serpiştirilmiş pırıltılar.İlginç bir ışık yakacak içinize,ümitvar olacaksınız yeniden ve Vincent'ı çok seveceksiniz.
    Mühimsenecek diğer bir karakter (Re-l Mayer).Güçlü kadın karakterleri seviyorum.Özellikle şınav çektiği bölüme bayılmıştım(azcık spoiler veriyorum affedin).Hastalığa tutulmuş robotçukların kimi zaman insan öldürme gibi gayet çirkin hoş olmayan hareketlerinin peşinden gidip,araştırmalar yapıyor.Çanta ve silah taşıyıp tedbiri elden bırakmıyor ama can yoldaşı(Iggy)nin ne kadar büyük bir tehdit olabileceğinin belki de farkına varmıyor.Belki de sevgi yine galip geliyor,bilemeyiz.

     Felsefi yönü ağır basmasına rağmen çok iç bulandırmayan bu yapımı şiddetle izlemenizi tavsiye ederim.Güzel duygularla birlikte eğer ki kafanızı karıştaracak güce sahip olduğunu hisseder gibi olursanız bırakın.Şüphelere girmeye lüzum yok.Ama ki keyfimi alırım,derin düşünmem diyorsanız haydi durmayın...

                                                                                                             Keyifli Seyirlermilkysmile

4 Haziran 2015 Perşembe

Karpuz Yesek Yetmez mi?

       milkysmile Allah'ın selamı üzerinize olsun çok sevimli mi sevimli okuyucularım.Bu gün yine çıktığım ilginç bir maceradan bahsetmek istiyorum.Hazır dondurma yemekten hoşlanmıyorum,yani o mükemmel olanlara erişemediğim içinde uzun vakittir dondurmanın hasretiyle,leyla gibi dolanıyordum ki annemle dondurma yapalım dedik.Zatında zor bir işlem değilmiş,annem önceleri de yapardı ama epey ara vermiştik.Sarıp sarmalayıp,ulaşılmaz yerlerde sakladığımız vanilya çubuklarımızı işte bu özel karışım için çıkardık.Krema yerine süt kaymağı kullandık(daha önce kaymakla ganaj yapmıştım,kıvamı mükemmel olmuştu,o tarifimi de ilk fırsatta paylaşacağım inşaAllah).Süt,kaymak,bir yumurta sarısıyla karışımı ocakta kaynattık.Vanilya çubuğunun içini özenle yavaş yavaş,ağır ve estetik hamlelerle kazıyıp karışıma ekledim.Karışımı ılıdıktan sonra mutfak robotuna aldık,amaç ne mi?Hamur yoğurma aparatıyla,hafif buzlanma yoluna girdiği vakitlerde karıştırarak belki birazcık dövme dondurma tadı elde edebiliriz diye düşündük ki bence fena fikir değil halen daha.Öyle sabırsızdım ve dondurmanın donması öyle uzun sürdü ki,gerçekten bekleme sırasında tüm heyecanımı ve keyfimi yitirmiştim,uzun bekleyiş ertesi gün sona ermişti.Aslında gece herşey yolundaydı.Katılaşmıştı,ufak buz tanecikleriyle dolmuştu içi,lezzeti harikaydı.Ama tam anlamıyla yaşadığı donma olayından sonra,ağzıma aldım,şöyle bir evirdim çevirdim,yuttum,geride kalan elemler,teessüfler ve damağımda ufak yağ pıtırcıklarıydı,dilim kamaştı,midem kalktı,gözlerim buğulandı,sukûtu hayale uğradım.milkysmile

                              Bazen bu işlerle uğraşmaya son mu versem diyorum aslında....


         Yenmesi bu durumda imkan dışı görünüyordu.Bende yeni bir fikir akımı başlattım,dışarıda beklettim eridikten sonra ocağa alıp iki dolu yemek kaşığı nişastayı ekledim.Pastacı kremasına hemen hemen yakın bir uygulama oldu.Kaynadıktan sonra altını kapatıp,kuplara aldım ve aşina olduğu mekanına buzdolabına gönderdim.İstenilen sonuca ulaşamamış olsam da enfes bir tatlı yapmış oldum herşeye rağmen.Bu muhallebi,hem köpükümsü,hem yoğun kıvamıyla damağınızda kalan o yağ pıtırcıklarını unutturup,çok güzel hatıralar edinmenize vesile olacak.Eğer ki,(b) halini denemek isterseniz ki,çok isabetli bir karar olur,üzerini meyveli jöleyle renklendirebilirsiniz.Bu tarz hafif tatlıları seviyorsanız,çok sevgili arkadaşımın iftarda benim için yaptığı ama davetsiz misafirler sebebiyle burnumdan çıkana kadar yiyemediğim bu enfes tatlıyı huzurlarınıza sunmaktan mutluluk duyarım efendim.Böylelikle yine günü kurtardım çok şükür. Yeni yeni maceralarla görüşünceye dek esen kalın...milkysmile



  Muhallebi içeriği;

1200 gr süt(1 litre+ 1 su bardağı)
2 yemek kaşığı labne peyniri
1 su bardağı+2 yemek kaşığı toz şeker(ben 1 su bardağından 1 parmak az koyuyorum)
Yarım su bardağı un
1 yemek kaşığı mısır nişastası

  Cıngırlı bölüm içeriği;

750 gr karadut(eveet ben çok çeşitli meyveler denedim,portakal,vişne,çilek..en sevdiğimiz çilekli olan oldu ama portakallı da bir harikaydı)
1.5 çay bardağı toz şeker
1 tatlı kaşığı nişasta
Yarım su bardağı su
Yarım limonun suyu


  Sona Doğru;

Un,nişasta ve toz şekeri tencerede karıştırıp üzerine süt ve labneyi ilave edin,karıştırarak orta ateşte pişirin.Kaynadıktan sonra altını kısıp 1-2 dakika daha kaynatın.Ateşini kesip tereyağ ve vanilya ekleyin.Orta devirde 2-3 dakika kadar mikserle çırpıp,yarısını bir parmak geçirerek kuplara paylaştırın.Buzdolabına koyuverin.
Meyveleri geniş bir tencereye alın,üzerine toz şeker ve su ekleyin.Yüksek ateşte şeker eriyene kadar kaynatıp,orta ateşe getirin.Nişastayı ilave edin.Tadına bakarak limonunu ilave edin.Meyveleri tahrip etmemek için tencereyi sallayarak karıştırın.1 dakika kadar kaynatıp,altını kapatın.Cıngır sos ılıdıktan sonra muhallebiyle buluşturun.Soğuk bir şekilde afiyetle tüketin...milkysmile





3 Haziran 2015 Çarşamba

Peçete İşi

milkysmileCamlara vuran dolu tanelerinin,meleklerin yüksek ve renkli zikirlerinin eşlik ettiği bu güzel günden de hepiciğinize merhaba.Bu gün nelerle iştigal ettim,gayet de güzel şeylerle.Bir kaç gün önce keşfettim hemen uygulamaya geçtim.Sizlerinde hoşuna gideceğini düşünerekten...

               İhtiyaç Listesi;
Gayet sıradan beyaz peçete,her çiçek için 3 adet
Renkli keçeli kalem
İp,balon,bant,makas


 Peçeteleri dikdörtgen şeklinde üst üste koyuyoruz,kısa kenardan kedi merdivenindeki gibi katlamaya başlıyoruz.Bitirince ortasını iple bağlıyoruz.Uçlarını makas yardımıyla üçgen şekilde kesiyoruz.

Arzu ettiğiniz renge yalnızca üçgen kısımları boyuyoruz.
              Dilerseniz daha fazla boyayabilirsiniz.





  Peçetenin katlarını kibar ve yavaş hamlelerle açmaya başlıyoruz.Ben epey sökükler yaptım onun için dikkat ediniz.En oyalayıcı kısım burası,eğer büyük bir demet yapacaksanız bu kısımda yardım almaktan çekinmeyin.Bu arada unutmadan balon ne içindi.Dağ başında yaşadığımız için malzeme tedarik edemiyorum tabii ki.Onun çün çiçekleri balonu hafifçe şişirip etrafına yapıştırdım.
   Bu işlemi tahrip etmeyi seven çılgınların görmeyeceği bir yerde yapın mümkünse :)
  




Ve işte final...milkysmileAma çok tatlı değil mi?!



HOŞÇAKALINIZmilkysmile